"Hiçbir engelim yokken neden işaret dili öğreneyim ki?"
İşaret Dili nedir?
İşaret Dili işitme veya konuşma engellilerin iletişim kurabilmek için el hareketlerini, yüz mimiklerini ve bir bütün olarak vücut dilini kullanarak oluşturdukları sessiz, görsel bir dildir.
İşitme Engelliler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ay, Türkiye’de işitme engelli vatandaşlarımızın sayısının 3 milyon olduğunu ifade etmektedir. Sayı bu kadar çok olunca işaret dili eğitimlerinin de önemi devreye girmektedir.
İşitme engellilerin karşılaştığı birçok sorunun temelinde engelsiz insanların onlarla iletişim kuramaması yatıyor. Aslında onlar İşaret Dili ile konuşarak engellerini aşabiliyorlar. Sadece engelsiz insanlar bu dili bilmediği için karşılıklı iletişim kurulamıyor. Bu durum işitme engellilerin istihdam, eğitim, sağlık, sosyalleşme, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi en temel insan haklarına erişimini engelliyor.
Yavaş yavaş azalsa da İşaret Dili ile ilgi bir yanlış kanı ise İşaret Dili'nin evrensel olduğudur. Ülkeden ülkeye değişen İşaret Dili'nin bölgelere göre farklılık gösteren aksan ve lehçeleri bile vardır. Ayrıca, Türk İşaret Dili ve Türkçe'nin gramer yapısı olarak birbirinden farklı iki dil olduğunu belirtmek gerekir.
Türk İşaret Dilinin (kısaca TİD) tarihi oldukça eskiye dayanır. Günümüzde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kullanılan İşaret Dilinin kökeni 16. ve 17. Yüzyıllara, Osmanlı Devleti'ne kadar uzanır. TİD'nin Osmanlı mahkemelerinde kullanıldığına dair bilgiler vardır. İlk işitme engelliler okulu II. Abdülhamit tarafından 1902'de kurulan Yıldız Sağırlar Okulu'dur ve günümüz TİD'nin temelinin burada atıldığı tahmin edilmektedir. İşaret Dili görsel bir dil olduğu için yazılı tarihte yaygın olarak kayıt altına alınmamıştır.
YENİSEM İşaret dili Eğitiminin detaylarına ulaşmak için lütfen
tıklayınız.